Hanımın Çiftliği 1 Vukuat Var / Orhan Kemal Kitap İncelemesi

Haziran 10, 2016

Arka Kapak Yazısı: 
Çukurova'nın zorlu insan ilişkilerini ele alan Hanımın Çiftliği üçlemesinin ilk kitabı olan Vukuat Var değişen sosyal ilişkilerin insanların yaşamlarını ve bilinçlerini nasıl yönlendirip değiştirdiğini ele alan bir roman. Vukuat Var, toprağını kaybedip yoksullaşan köylülerle gittikçe güçlenen toprak ağalan arasında gerilen ilişkileri ele alırken kadın işçilerin de bu ilişki içinde kimliklerini yeniden oluşturmasına tanıklık ediyor.

Orhan Kemal'in kitapları bir okurun hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz bırakarak, okurunu onun kadar biçimlendirir. Orhan Kemal umudu ve iyimserliği yeniden kazanmamız için yol gösterir bize. Edebiyatımızın en değerli ustalarından biri olan Orhan Kemal'in kitaplarım yayımlamaktan onur duyuyoruz.
 Merhabalar... Orhan Kemal Hanımın Çiftliği üçlemesinin ilk kitabı olan 'Vukuat Var' adlı kitabını okudum ve şimdi de incelemesini yazıyorum. :) Öncelikle o kadar güzel bir kitap yazmış ki yazar hem akıcı ve sürükleyici hem de bizi hemen etkisi altına alıyor. 

Kitaptan biraz bahsedecek olursam, kitaptaki olaylar 1950'li yıllarda Adana'da geçiyor. Adana'nın işçi mahallesi olan Karşıyaka'da yaşanan olayları anlatan kitap ilk olarak Cemşir ile başlıyor. Cemşir, boylu poslu, eskiden çok can yakmış (öyle ki dört karısı ve bir sürü çocuğu olan), çocuklarını tarlalarda ve fabrikalarda çalıştırıp paralarını alan hatta kızlarını isteyenlere para ile satan bir adamdır. Bu adamın bir de akıl danıştığı ve yıllardır dostu olan bir adam vardır. Bu adamın ismi de Reşit'tir. Cemşir bu adamın sözünden çıkmaz, Reşit şeytan gibi sinsidir, kurnazdır. Cemşir, Reşit ve Cemşir'in dördüncü karısından olan (Güllü'nün ağabeyi Hamza) içki ve kadın düşkünü, işsiz ve boş sohbet yapan kişilerdir.

Kitaptaki olaylar ise bir gece Cemşir'in, Reşit'in, Hamza'nın ve çok zengin olan Muzaffer Bey'in yeğeni olan Ramazan'ın zil zurna sarhoş olup Cemşir'in evine gitmeleriyle başlar. Ramazan, Güllü'yü yatarken yarı çıplak bir biçimde görür ve aşık olur. Hemen dayısını fabrikada çalışan bir işçi kızı olan Güllü ile evlenmek istediğine ikna edip evlenmektir. Peki Güllü onu ister mi? Ramazan'a göre ister tabi ondan daha iyisini mi bulacak koskoca Muzaffer Bey'in yeğeni...

Ancak işler o kadar kolay gitmeyecektir. Güllü, kalbini fabrikadan Arap asıllı sevgilisi Kemal'e çoktan kaptırmıştır bile... Bence hikayenin devamını merak ettiyseniz okuyun kendiniz görün. :)

Yorumum: 

Bence bu kitap mutlaka okunması gereken bir kitap. Çünkü kendi ülkemizin sorunlarını ele almış Orhan Kemal. Hem de bizim sorunumuz şu şu diye satırların arasına da girmemiş bazı yazarlar gibi olaylara öyle bir işlemiş ki içiniz yanar... Türkiye'de toprak sahipleri ile köylüler arasındaki ilişki, işçilerin sorunları ve fabrikalar, kadınların sorunları ve bunun gibi birçok konuyu ele almış. Bu kitabın ikincisini de aldım. Kitaplığımda duruyor, biraz zaman geçsin onu da mutlaka okuyacağım. Hatta inşallah üçüncüsünü de alıp okurum. :) Görüşmek üzere sağlıcakla kalın...

Sayfa Sayısı: 410
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Everest Yayınları

Verdiğim Puan: 5





Bunları Beğenebilirsiniz

0 yorum